Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarının Önemi
- Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarının Önemi
- Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Hekimi için Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarının Önemi
- Peki neden?
- Peki nasıl?
- Ortopedik Ameliyat Sonrası, Spor Yaralanmaları sonrası;
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Hekimi için Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarının Önemi
"Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları", modern tıbbın tedavi yönergelerini tamamlayıcı bir şekilde kullanılan ve hastaya bütüncül bir yaklaşım sunan tedavi yöntemlerini ifade eder.
Dünya Sağlık Örgütü'nün "Sağlık" tanımında da vurgulandığı gibi, bir "Hekim", insanın ruhsal, bedensel ve sosyal açılardan tam bir iyilik haline ulaşmasına yönelik çaba sarf eder.
“Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Hekimleri” olarak, en kritik sorumluluğumuz; engelliliğe yol açan her koşulu tedavi etmekle kalmayıp, tekrarlamasını önlemek ve bireyin uzun vadeli yaşam kalitesini yükseltmek için "rehabilitasyon" uygulamaktır.
Hastalarımızın bize başvurduğu durumların küçük bir bölümü akut, yani 6 haftadan daha kısa bir süreli şikayetlerden kaynaklanırken; genellikle hastalarımızın çoğunluğu kronik, yani 3 aydan uzun süre devam eden şikayetlerle gelmektedir. Başvuru zamanı ne kadar geç olursa, iyilik haline ulaşmak da o kadar zaman alır. Akut dönemde başvuran hastalarımıza, sıklıkla "Batı Tıbbı"nın bilgi sınırları içinde çözüm sunabiliyoruz. Ancak kronik sorunlar, çözüme ulaşmayı daha karmaşık hale getirir ve bu tür durumlar daha fazla çaba gerektirir.
Peki neden?
Bedensel yapımız, iskeleti saran kas ve fasya yapılarının, hareket kabiliyetimizi düzenli bir ritim içinde sağladığı bir denge içerisindedir. Bu dengeyi sürdürebilmek için dolaşım sistemi sorunsuz şekilde işlemeli, organlar işlevlerini yerine getirmelidir. Dolaşım sistemi verimli çalıştığında, vücutta sinir iletimi, kan ve lenf dolaşımı, biyokimyasal reaksiyonlar, iç organlar ile kas ve fasya dokularının etkileşimi düzenli bir şekilde gerçekleşir. Bu şekilde, birbirine bağlı bu faktörlerin uyum içinde olduğu bir bedene sahibiz. Ancak bu dengeyi sağlama görevi geciktiğinde, diğer parçaların işleyişi de bozulmaya başlayabilir.
‘İnsan bedeni, ruhunun resmidir’ der Ludwig Wittgenstein
Unutulmaması gereken bir başka faktör ise, bizler sadece fiziksel varlıklar değiliz; psikolojik ve sosyal yönlerimiz de vücudumuza etki edebilir. Bedenimize yön verebildiğimiz gibi, bu faktörler de bedenimize yön verir. Hayata bakış açısı, beklentiler, içinde bulunulan kültürel çevre, duygusal durumlar, ekonomik koşullar, kişilik özellikleri, beslenme alışkanlıkları fiziksel bedenin olumlu ya da olumsuz döngüsü içinde karşılıklı etkileşim halindedir.
Kronik hastalıklarda, vücudun iç içe geçmiş tüm yapıları karmaşık bir şekilde birbirini etkiler. Bu nedenle, sadece belirtileri gidermeye yönelik tedavi yöntemleri yeterli olmaz. Bedene bütüncül bir perspektifle yaklaşan ve her bireyi kendi benzersiz durumu içinde değerlendiren tamamlayıcı tıp uygulamalarından destek almak önemlidir.
Peki nasıl?
Yaygın vücut ağrısı ya da belirli bir bölgede yaşanan ağrı şikayeti ile başvuran bir kişiye ilk sorulan soru genellikle 'Bu şikayetiniz ne kadar süredir var?' olur. Bu sorunun yanıtı, sonraki soruların yönünü belirler. Kronik bir süreç içinde olan bir kişiden aldığımız cevaplar genellikle şu gerçeği yansıtır: Fiziksel beden, ruhsal durum ve sosyal yaşam bir kısır döngü içerisinde olumsuz etkileşim içindedir. Ağrı, uyku düzenini bozabilir, stres seviyelerini artırabilir, sindirim sağlığını etkileyebilir ve aile veya iş ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Ağrı kesiciler veya fiziksel tedaviler, bu anlık sakinleştirme sağlayabilir. Ancak vücudun denge ve uyumunu yeniden sağlamak için sinir iletimini düzeltmek ve dolaşımı canlandırmak gibi adımlar atmak gerekebilir.
Bu nedenle, tedavimize eklediğimiz AKUPUNKTUR ve NÖRALTERAPİ uygulamaları ile ilgili hem bilimsel çalışmaların hem de kendi klinik gözlemlerimizin değeri büyüktür. Ayrıca ağrı kontrolü, ödem çözümü, inflamasyonu baskılama ve detoksifikasyon amaçlarıyla FİTOTERAPİ'yi kullanabiliriz. Uyku kalitesi, sindirim sağlığı ve duygusal durum için koku terapisinden yararlandığımız AROMATERAPİ de başka bir tedavi seçeneğidir.
Toplumun genelinde yaygın olarak bilinen KUPA - HACAMAT tedavisi, önceden bahsedilen fasya dokusunun canlandırılması için etkili bir tedavi yöntemidir. Fasya, vücudu kaslar, kemikler, bağlar, sinirler, damarlar ve organlar gibi birbirine entegre bir şekilde saran, yoğun sinir uyarımlarına sahip sürekli bir yapıdır. Fasyanın düzenli çalışması, vücudun her yönden düzenli bir şekilde işlev göstermesi için kritik bir rol oynamaktadır.
Uzun süreli ağrı yaşayan bedende yorgunluk, halsizlik ve bağışıklık sisteminde bozulma gibi belirtiler beklenmektedir. Bu nedenle, MAJOR OZON (damardan ozon) veya REKTAL OZON (makattan ozon) tedavileri gibi yöntemler uygulanabilir. Ayrıca, bölgesel eklem ağrıları ve bel-boyun fıtıklarında LOKAL OZON tedavisi ile inflamasyon hızla azaltılabilir ve bu bölgelerdeki dokunun hücresel uyarımıyla iyileşme süreci hızlandırılabilir.
Ortopedik Ameliyat Sonrası, Spor Yaralanmaları sonrası;
Tekrar fiziksel fonksiyon kazanımı desteği için başvuran hastalarımıza, kişiye özel egzersiz programı başlamak en öncelikli tedavi adımımızdır. Bu, iyileşme sürecini hızlandırmak ve güçlendirmek için temel bir yöntemdir. Ayrıca, tamamlayıcı tıp yöntemleri ile destek almak da büyük fayda sağlayabilir. Protez dışındaki eklem operasyonlarında, eklem kıkırdağının sentezini uyararak iyileşmeyi hızlandırmak amacıyla LOKAL OZON (eklem içi ozon) tedavisi, yara iyileşmesi geciken hastalarda TORBA OZON tedavisi, OZONLU KREM UYGULAMASI ve AROMATERAPİ gibi yöntemler etkili birer seçenektir. Cerrahi müdahaleler sonrasında fasya iletiminde sorunlar ortaya çıkabilir ve dolaşım bozulabilir. İyileşme sürecini hızlandırmak ve doğru yönlendirmek için NÖRALTERAPİ ve AKUPUNKTUR desteği oldukça etkilidir. Eklem dinamiğinin bozulduğu durumlarda, ligament adını verdiğimiz bağlarımızın kollajen üretimini arttırmak ve güçlendirmek amacıyla PROLOTERAPİ yöntemi kullanılabilir. Bu sayede hastaların fonksiyon kazanımı daha hızlı ve etkili olabilir.
İnme (Hemipleji), omurilik felci sonrası veya Parkinson, Multiple Skleroz gibi nörolojik hastalıklara sahip olan hastalarımızın uzun süreli tedavi süreçlerinde, hem fiziksel engellik durumlarını iyileştirmek hem de duygu durumlarını korumak oldukça önemlidir. Bu hastaların tedavisinde hekim kontrolünde düzenli aralıklı muayeneler yapılmalı ve kişiye özel bir rehabilitasyon programı oluşturulmalıdır. Beyin ve omurilik hasarına bağlı olarak kaslarda gelişen gevşeklik veya aşırı sertlik dengelenmeli, damar spazmları açılmalı ve ilgili organlara kan akımı artırılmalıdır. Bu amaçla AKUPUNKTUR ve NÖRALTERAPİ tedavileri kullanılmaktadır.
Çoğu hastada hipertansiyon ve Tip 2 Diyabet Mellitus gibi ek sağlık sorunları da görülebilir. Bu nedenle, ilişkili branş hekimlerinin takibi yanı sıra, dolaşım fizyolojisinin düzenlenmesi ve insülin salınımının düzenlenmesi için MAJOR OZON tedavisi etkili bir seçenektir.
Uzun süreli hareketsizlik sonucu kalçalarda, topuklarda, dirseklerde oluşan bası yaralarının tedavisinde OZON KREM ve AROMATERAPİ uygulamaları ile olumlu sonuçlar elde edilebilir.
Ayrıca, KUPA-HACAMAT tedavisi ile fasya iletim sistemi uyarılabilir ve sinir iletimi desteklenebilir. Bu yöntemler, nörolojik hastalıkların yol açtığı sorunların tedavisinde bütüncül bir yaklaşım sunar ve hastaların yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olur.
Tıbbın öncülerinden Hipokrat'ın ifadesiyle ifade etmek gerekirse, "Hastalık yoktur, hasta vardır." Her hasta benzersizdir ve hastalığın belirtileri her zaman aynı şekilde ortaya çıkmaz.
Bu nedenle, geniş bir yelpazeye sahip tamamlayıcı tıp tedavi yöntemlerinin seçimi, hastanın hastalık öyküsüne hâkim olan hekim tarafından yapılmalıdır.