Genel Cerrahi Sağlık Rehberi

Karaciğer kanseri, karaciğer hücrelerinin anormal bir şekilde büyümesi sonucu oluşan ve dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu haline gelen bir kanser türüdür. Bu yazıda, primer karaciğer kanseri ve bu kanserin tedavisinde kullanılan onkoloji cerrahisi hakkında derinlemesine bir inceleme sunulacaktır.

Ameliyat sonrası kronik hastalıkların takibi, hastaların sağlığını optimize etmek ve komplikasyonları minimize etmek için kritik bir adımdır. Genel cerrahi uzmanları, hastaların düzenli olarak izlenmesini sağlar, laboratuvar ve görüntüleme testleri ile hastaların sağlık durumunu değerlendirir ve gerektiğinde ilaç tedavisi, diyet ve yaşam tarzı önerileri gibi müdahalelerde bulunur. Bu yaklaşım, ameliyat sonrası kronik hastalıkların etkilerini en aza indirerek hastaların daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olmalarını sağlar.

Kanser cerrahisi uzmanlık ve tecrübe gerektirmektedir. Kolon kanseri cerrahisi de öncesi bir çok tıbbi branşın tedavi planlamasına dahil olması gerekir. Kolon kanseri cerrahisi, tıbbi ve radyasyon onkolojisi, gastroenteroloji ve girişimsel ve radyoloji gibi branşların olduğu hastanelerde, kanser cerrahisi konusunda uzmanlaşmış cerrahlar tarafından yapılan ameliyatlarda hastalar daha uzun süre yaşamaktadır.

Halk dilinde basur olarak bilinen hemoroid, anüs bölgesinde şişip inme özelliğine sahip damarsal yastıkçıklardır. Her insanda normal var olan bu yapıların makattan gaz ve sıvı kaçışını engellemek gibi görevleri vardır. İshal, kabızlık, süreli ayakta kalma, gebelik gibi birçok faktörün etkisi ile anüsteki damarsal yastıkçıkların şişerek anüste rahatsızlığa neden olmasına hemoroidal hastalık denir. 50 yaşı geçen insanların neredeyse yarısını etkileyecek kadar yaygın olan bu hastalık makatta kanama, ağrı, akıntı, şişlik gibi yakınmalara neden olur.

Kolon kanseri normal hücrelerin kontrolsüz ve düzensiz bir şekilde çoğalarak tümörler oluşturması sonucunda gelişir. Bu tümörler zamanla büyüyebilir ve çevre dokulara yayılabilirler. Bu süreç metastaz olarak adlandırılır ve kanserin vücudun diğer bölgelerine yayılmasına neden olabilir.

Hasta yakınlarının, "morali bozulur, daha kötü olur" inancıyla hastadan tanıyı saklaması çok yanlış bir davranıştır. Hastanın kendisi için en uygun tedaviyi seçme ve karar verme hakkı vardır ve bu hakka mutlaka saygı gösterilmelidir. Hastanın haberi olmaksızın başlanan tedavi, doğru şekilde ilerleyemez ve süreç eksik kalır.

Kanser, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla meydana gelir. Aslında DNA'mızda günde yaklaşık 10 bin hücre mutasyona uğramasına rağmen bağışıklık sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri tespit ederek yok eder. Bağışıklık sistemimiz, bu tür bozuklukları tanıma ve etkisiz hale getirme görevinde önemli bir rol oynar. Ancak buna rağmen kanserin gelişebilmesinin ana nedenleri arasında savunma mekanizmalarının işlevsiz hale gelmesi ve bağışıklık sistemindeki yetersizlik yer alır

Tiroit kanseri, tiroit bezinde meydana gelen bir tür kanserdir. Tiroit bezinin önemli bir rolü vardır çünkü vücut metabolizmasını düzenler. Bu nedenle, tiroit kanseri teşhisi konulan bir kişi için doğru tedavi yaklaşımının belirlenmesi hayati önem taşır.

Geçmişte, meme kanseri tanısı konulan hastalarda, hastalığın tedavisine başlarken genellikle meme tamamen alınıyor ve bu durum hastanın beden bütünlüğünü etkiliyordu. Hastalar, kanser tedavisinin daha etkili olduğunu düşündükleri için bu cerrahi yöntemi kabul ediyor ve sonuç olarak yaşamları boyunca psikolojik etkileri ve sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyorlardı. Ancak, son araştırmaların ışığında, günümüzde meme koruyucu cerrahi yaklaşımı ve operasyonları daha yaygın olarak tercih edilmektedir. Günümüzde artık, "memenin tamamen alınması hastayı daha iyi tedavi eder, kısmen alınması eksik tedavi eder" düşüncesinin yanlış olduğunu biliyoruz.

Mide kanseri, mide dokusunda ortaya çıkan bir tür kanser çeşididir. Bu kanser türü, dünya genelinde en sık görülen kanser türleri arasında yer alır.  Mide kanseri, erken aşamalarda genellikle belirti vermez ve ancak ilerleyen aşamalarda fark edilir. Bu nedenle, erken teşhis ve tedavi özellikle mide kanserinde büyük önem taşır.

Meme kanseri riski her yaşta vardır, ancak risk yaş ile birlikte artar. Kadınlarda 20-40 yaş arasındaki en sık kitle fibroadenom iken, 35-40 yaş arası yaşlarda en sık rastlanan kitle memede kisttir. Kırk yaşından sonra memede en sık rastlanan kitle meme kanseridir. Her 8 kadından birinin yaşamı boyunca meme kanseri tanısı alacağı bilinmektedir.

Obezitenin tedavisi önemlidir çünkü obezite ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen bir durumdur. Aşırı kilo ve yağ birikimi, vücutta çeşitli sistemik etkilere yol açabilir ve bir dizi sağlık komplikasyonuyla ilişkilidir.

Saç dökülmesi, birçok insanın yaşadığı yaygın bir sorundur. Saç dökülmesi, genetik faktörler, hormonal değişiklikler, sağlık sorunları veya yaşlanma gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu durum, birçok kişi için özgüven kaybına ve psikolojik streslere yol açabilir.

Pankreas cerrahisi, özel eğitim ve deneyim gerektiren önemli bir ameliyattır. Cerrahi, açık cerrahi ve laparoskopik cerrahi gibi farklı teknikler kullanılarak gerçekleştirilebilir. Açık cerrahide cerrah, pankreasa erişmek için karında büyük bir kesik yapar. Laparoskopik cerrahide cerrah, birkaç küçük kesik yapar ve özel bir kamera kullanarak cerrahiyi yönlendirir.

Obezite cerrahisi, kilo verme sürecini hızlandırmak için mide hacmini azaltmayı, bağırsakların kısmen devre dışı bırakılmasını veya mide-bağırsak bağlantısının değiştirilmesini içeren çeşitli cerrahi prosedürler kullanır. Bu prosedürler, bireyin obezite düzeyine, genel sağlık durumuna ve cerrahi risklere göre belirlenir.

Obezite cerrahisi, ciddi bir cerrahi müdahale olmasından dolayı, doğru adayların belirlenmesi ve uygun yöntemlerin seçilmesi için uzman bir cerrah ve tıbbi ekibin yakından takibi gerektirir. Bu nedenle, obezite cerrahisi öncesi, kişinin genel sağlık durumu, obezite süresi, yaş, kilo ve diğer sağlık koşulları gibi faktörler dikkate alınmalıdır.

Pankreas kanseri, erken evrelerde genellikle belirti vermez ve belirtiler ortaya çıktığında genellikle kanser ileri evrelere ulaşmış olur.

Bariatrik cerrahi, tipik olarak bu uzmanlık alanında eğitim almış bir cerrah tarafından gerçekleştirilen bir tür kilo verme ameliyatıdır. Bu, bir genel cerrah, bir gastroenterolog veya laparoskopik ve minimal invaziv cerrahi uzmanı içerebilir. Gerçekleştirilen bariatrik cerrahinin spesifik tipi, cerrahın tercihinin yanı sıra hastanın ihtiyaçlarına ve tıbbi geçmişine bağlı olacaktır.

Tüp mide ameliyatı olarak da bilinen tüp mide ameliyatı, midenin büyük bir kısmının çıkarılmasını ve yaklaşık bir muz büyüklüğünde ve şeklinde dar bir mide tüpü veya "kılıf" bırakılmasını içeren bir kilo verme ameliyatıdır. Ameliyat laparoskopik olarak gerçekleştirilir, yani cerrahın karın içini görmesini sağlayan küçük bir kamera olan laparoskop kullanılara

Kilo verme yöntemlerinden biri olan mide botoksu, endoskopik yöntem ile midenin belirli bölgelerine botilinum toksini enjekte edilmesi işlemine verilen adtır. Cerrahi bir işlem olmadığı için herhangi bir kesi işlemi yapılmayan mide botoksu tedavisinde, %15 ile 20 kadar kilo kaybı hedeflenir.