Derin Ven Trombozu
- Derin Ven Trombozu
- Derin Ven Trombozu Nedir?
- Derin Ven Trombozu Nasıl Anlaşılır?
- Derin Ven Trombozu’nun Anlaşılması Adına Belirtiler Nelerdir?
- Derin Ven Trombozu Neden Gelişir?
- Derin Ven Trombozu Hastaları Nelere Dikkat Etmeli?
- Derin Ven Trombozu Tedavi Edilirse Risk Azalır
Derin Ven Trombozu, halk arasında 'toplardamarlarda pıhtı oluşması' olarak bilinir ve aynı zamanda vücudun herhangi bir yerinde ana toplardamarların pıhtı ile tıkanması şeklinde de tarif edilebilir.
Bu rahatsızlık genellikle kırk yaş ve üzerindeki kişilerde görülse de nadiren gençlerde de meydana gelebilir.
Derin Ven Trombozu, çoğunlukla kalça ve uyluk bölgesinde ya da bacaklarda gelişir.
Derin Ven Trombozu Nedir?
Derin Ven Trombozu (DVT) olarak kısaltılan Derin Ven Trombozu, vücudun herhangi bir yerinde derin venlerde oluşan kan pıhtılarını ifade eder. Bu pıhtılar genellikle alt bacak veya uyluk bölgesinde meydana gelir, ancak vücudun diğer bölgelerinde de ortaya çıkabilir.
Derin Ven Trombozu Nasıl Anlaşılır?
Derin Ven Trombozu belirtileri çeşitlilik gösterir ve bu belirtilerle karşılaşıldığında doktora başvurmak büyük önem taşır. Derin Ven Trombozu teşhisi, uzman hekim tarafından yapılan tıbbi öykü alma (anamnez), fiziksel muayene ve test sonuçlarının değerlendirilmesiyle konulur.
Derin Ven Trombozu’nun Anlaşılması Adına Belirtiler Nelerdir?
Derin Ven Trombozu belirtileri arasında şunlar bulunur:
- Bacaklarda şiddetli hassasiyet ve ağrı
- Bacaklarda renk değişiklikleri ya da kızarma
- Bacaklarda sertlikler
- Bacaklarda veya başka bir toplardamar boyunca fark edilebilir şişliklerin oluşması
- Bacakların şişlik olan ya da ağrıyan kısımlarında sıcaklık artışı
Derin Ven Trombozu Neden Gelişir?
Derin Ven Trombozu risk faktörleri şunlardır:
- Yakın dönemde uygulanan kanser tedavisi
- Kalıtsal pıhtı bozuklukları
- Doğum kontrol hapı (Kontraseptif) kullanımı veya hormon tedavisi
- Obez veya kilolu olmak
- İshal gibi sebeplerle vücudun uzun süre su kaybı yaşaması
- Doğum yapmak ya da hamilelik durumu
- Hareketsiz yaşam biçimi: Derin Ven Trombozu genellikle yatalak hastalar ve sürekli uzun süre yolculuk yapan kişilerde daha sık ortaya çıkar.
Derin Ven Trombozu Hastaları Nelere Dikkat Etmeli?
Derin Ven Trombozu olan hastalar, başlangıçta hareket etmekte zorluk çekebilirler. Ancak yavaş ve kademeli olarak normal aktivitelere dönülmelidir. Bacaklarda şişlik veya ağrı hissedildiğinde, sırt üstü yatarken topuklar yaklaşık olarak 20 santimetre yüksekte desteklenmelidir. Bu hareket, kan dolaşımını iyileştirerek şişmeyi azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca;
- Derin Ven Trombozu olan hastalar, hastanede tedavi edilmeye gerek duyabilir. Diğer hastalar ise ayakta tedavi görebilmektedir.
- Eğer Derin Ven Trombozu bulunan hastalar, uzun süre hareketsiz durmak zorunda kalırlar ise alt bacak kaslarını çalıştırmalıdırlar.
- Ciddi yaralanma risklerine yol açabilecek eylemlerden uzak durulmalıdır.
- Doktorun önerdiği biçimde kompresyon çorapları giyilmelidir.
- Ayağa kalkmak ve her saat başında bir kaç dakika yürümek gerekir.
- Bacakların dolaşımını engelleyecek dar giysiler giyilmemelidir.
Derin Ven Trombozu Tedavi Edilirse Risk Azalır
Derin Ven Trombozu gelişen bölgede, genellikle bacaklarda ani şişme, ısı artışı, morarma, ağrı ve hassasiyet gibi yaygın belirtiler görülebilir. Eğer pıhtı akciğere atarsa ani başlayan nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı ve çarpıntı gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Derin Ven Trombozu tanısında klinik değerlendirmenin ardından en etkili, kolay ve ağrısız yöntem renkli doppler ultrasonografidir. Tedavi edilmediğinde, Derin Ven Trombozu yaşam boyu süren ilerleyici bir durum olan posttrombotik sendrom adı verilen tabloya yol açar. Derin Ven Trombozu durumu, bacaklarda ağrı, kramp, şişlik, yanma, kaşıntı, dolgunluk hissi, yara açılması ve varis oluşumuna yol açabilir.
Derin Ven Trombozu tedavisinde geleneksel yöntemler arasında kan sulandırıcı ilaçlar kullanılır. Ancak günümüzde, hastalık erken dönemde tespit edilirse, özellikle kasık ve kalça damarlarında pıhtı varsa, hastanın hızla rahatlamasını sağlamak için anjiyo ile yapılan kateter aracılı trombolitik tedavi ve farmakomekanik trombolitik tedavi gibi ileri yöntemler de tercih edilmektedir. Bu yöntemler sayesinde pıhtılar parçalanarak eritilebilmektedir.