Pratisyen Sağlık Rehberi

Kronik hastalıklar, modern tıbbın karşılaştığı en büyük zorluklardan biridir. Bu hastalıklar, genellikle uzun süreli ve yavaş ilerleyen rahatsızlıklardır ve hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyebilirler. Bütüncül Tıp, kronik hastalıkların yönetiminde bütüncül bir yaklaşım sunarak, hastaların yaşam kalitesini artırmayı ve hastalıkların seyrini olumlu yönde etkilemeyi hedefler. Bu yazıda, kronik hastalıklara Bütüncül Tıp perspektifinden nasıl yaklaşılabileceğini detaylı bir şekilde ele alacağız.

IV Tedaviler, Avrupa ve Amerika’da son 30 yıldır oldukça sık uygulanırken, ülkemizde son yıllarda popüler olmaya başladı. Özellikle yetkin olmayan kişiler tarafından yanlış şekilde uygulanmasına bağlı sonuç alınmaması, çoğu kişinin kafasında “acaba gerçekten gerekli mi?” gibi sorulara sebep olurken, doğru şekilde uygulandığında hızla sonuca ulaşmamızı sağlayan doğru bir tedavi seçeneğidir. Peki, neden IV tedavilere ihtiyacımız arttı? Hep beraber görelim.

Son yıllarda en sık duyduğum cümlelerden biri; “benim zaten insulin direncim varmış bu yüzden kilo veremiyormuşum. Bu yüzden ilaç kullanmaya başladım!” İnsulin direncine karşı oluşan bu yanlış yaklaşım direnci düzeltmemiz konusunda pek çok engele sebep oluyor.

"Akım girişimciliği" özel bir girişim alanıdır. Bu girişimcilik nitelikli bir özelliktedir.

Sağlık hukukunda ve daha özel alanı Medikal Malpraktis davalarında avukatınız adli tıp kurumu yani ATK’dan rapor bekliyorsa (!) avukatınız büyük olasılıkla uzman değildir.

NAD+ seviyemiz yüksek kaldığı sürece mitokondrilerimiz düzgün enerji üretmeye devam eder, hücrelerimizi serbest oksijen radikallerinin yaptığı hasara karşı korumuş oluruz. Ancak yaşla beraber NAD+ üretimimiz azalır. Yaşlanma belirtilerinin temel sebebi mitokondrilerimizde yeterli NAD üretilememesidir. Küçük çocukların bitmeyen enerjilerinin sebebi hücrelerinde bol miktarda NAD olmasıdır.

Yeni bir salgın gelecek! Yeni bir salgında neler olur? Neler gelir başımıza? Bunları düşünmeliyiz.

Sağlık çalışanları ayrılmış, sağlık çalışanları bölünmüş, sağlık çalışanları güçsüzleştirilmiş, sağlık çalışanları zayıflatılmış. Sağlık çalışanlarının hekim, hemşire, ebe, diyetisyen, anestezi teknikeri, radyoloji teknikeri demeden tek bir sendikada yeniden bir şekil alması gerekiyor.

Havaların soğuması ve okulların açılması ile üst solunum yolları enfeksiyonları başta olmak üzere pek çok enfeksiyon daha sık görülmeye başlandı. Covid 19 enfeksiyonu tanısı konulduğundan beri bulaşı en düşük seviyede tutmaya yönelik önlemler uygulandı yine de acil servisler ateş öksürük gibi belirtiler gösteren hastalarla dolup taşıyor. Neden bu kadar çok insan hasta oluyor?

Yeni yaşam için hayalimize uygun küçük eylemleri ardışık bir biçimde oluşturmalıyız. Yaşam biçimi tıbbı ile yeni bir yaşama ulaşabiliriz.

Birçok insan hayal kurmuştur. Mars’a gitmeyi, koloni kurmayı, dünyayı gezmeyi, astronot olmayı, zengin olmayı, Cumhurbaşkanı olmayı, doktor olmayı, iş insanı olmayı, vb hayalleri olmuştur. Bu hayalleri girişen de kurar, girişmeyen de kurar. Arada bir fark olmalı. Birisi eyleme dökebilmek için şartları oluşturur. Diğeri ağustosböceği gibi konuşur ya da beyni konuşur.

Yaşam inşa etmek başka! Yaşamı dönüştürmek başka! Biz yeni bir yaşam oluşturabiliriz ancak yaşamımızı ve yaşamları dönüştürmek çok zordur.

Yaşam biçiminin sağlığı etkilediği, birçok hekim, eczacı, hemşire, ebe, diyetisyen ve psikolog tarafından fark edilmiştir. Bu farkındalığı öğretiye dönüştürerek, bu bakış açısı ile hastalara sağlık vermeyi amaçlıyoruz.

Hayal kurmadan bir gerçeğe ulaşamazsınız. Öncelikle hayal kurmanız gerekiyor hayallerinize ulaşmanız için.

Yaşam biçiminin sağlığımızı etkilediği bir gerçek, bu gerçekliği üniversitede duyuyoruz, ancak ayrıntılı öğrenmiyoruz. Yaşam biçimimiz bize sağlık olarak iyi ya da kötü döner.

Girişmekle başlar her şey. Girişimci öncelikle aklında girişir, sonra bu süreci araştırır, sonra kendini geliştirir, sonra yatırımını yapar ve girişimin eylemleri ile taçlandırır.

Kendini onurlandırmanın en iyi yolu, hiç kimsenin bilmediği sağlık hukukunu bilmektir.

Zaman zaman bu dijital mecrada sizlere malpraktis ve sağlık hukuku alanlarında yararlanağınızı düşündüğümüz makaleler yayınlıyoruz. Bu sefer sizler için iki makale yayınlıyoruz. Derneğimizin Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ufuk Doğru ile derneğimizin Başkanı Uzm. Dr. Barış Doğukan Işıkoğlu’nun siz değerli hekim ve sağlık çalışanlarımız için kaleme almış olduğu iki makaleyi okumanıza sunuyorum.

Anestezi uygulamaları, çalışılan hastanenin ya da sağlık kuruluşunun herhangi bir yerinde ihtiyaç duyulduğunda yapılmaktadır. Ameliyathane dışında yapılan uygulamalardan bir tanesi de sedasyondur.  Meslek pratiğinde sedasyon uygulayabilen hekim grupları, sadece anestezi uzmanları değildir.  Yoğun bakımda çalışmaya yetkili ihtisas sahibi hekimler, acil tıp uzmanları, gastroenteroloji uzmanları da sedasyon uygulayabilmektedirler.

Hekimin kişisel verileri saklama yükümlülüğünü ihlal etmesi, ahlaka ve meslek etik kurallarına aykırı olduğu gibi, aynı zamanda ceza kanununda da düzenlenmiştir ve suç oluşturmaktadır. Meslek dolayısı ile öğrenilen bilgiyi; hekimler, diş hekimleri, veterinerler, eczacılar ve diğer sağlık personeli (tıp öğrencileri dâhil) saklamakla yükümlüdürler. Kişisel verilerin açıklanması, ayrıca tazminat sorumluluğunu gerektirir. Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesi’nde “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme“ suçu olarak düzenlenmiştir: