Rüya Analizi
- Rüya Analizi
Rüya, bilinçdışı istek ve arzuların deşarj edildiği fizyolojik bir döngüdür. Yapılan araştırmalarda REM (rüyanın görüldüğü uyku dönemi) uykusu engellenen kişilerin ertesi gün REM dönemlerinin iki kat uzadığı saptanmıştır. Eğer bireylerin REM dönemleri uzun süreli engellenirse gündüz uyanıkken hayal ve halüsinasyon görmeye başladıkları bilinmektedir. Bu da rüyaların ne kadar elzem olduğunun kanıtıdır.
Rüyalar, farklı psikolojik ekollere göre farklı değerlendirilir. Ancak rüyaların psikiyatrik yönüyle en derinlemesine ilgilenen ekol ‘psikanaliz’dir. Psikanalizin kurucusu Freud rüyalar için “Bilinçdışına giden kraliyet yoludur.” demiştir.
Psikodinamik yaklaşıma göre rüyalar, bilinçdışındaki dürtülerin simgeler aracılığıyla deşarj olma yoludur. Kabul edilemez bulunan dürtüler bilinçdışına itilir. Bilinçdışına itilen dürtüler deşarj olmak için baskı yapar ve bu durum kişide gerilime sebep olur. Rüyalar bastırılmış dürtülerin boşalmasını sağlayarak gerilimin azalmasını sağlarlar. Ancak dürtülerin rüyada da olsa açıkça ifade edilmesi, yani bilinçdışı içeriğin bilinç düzeyine gelmesi tehlikeli olduğundan sansüre uğrarlar ve sembollerle ifade edilirler. Bu sembollerin deşifre edilmesi rüya analizi ile olur. Böylece rüya analizi danışanın bilinçdışı içeriğine terapistin ulaşması için bir araç görevi görür.
Kabul edilemez bulunan ve bilinçdışına itilimiş olan dürtü, sansürlenmiş hali ile rüyayı oluşturur. Anlatılan rüya sansüre uğramış içerik olduğundan analizde rüyanın kişide oluşturduğu duygulara odaklanılır.
Rüya senaryosu oluşturulurken sansür çeşitli şekillerde yapılabilir. Örneğin, deformasyon yöntemi kullanılabilir ve esas öz değiştirilebilir. Değiştirmeye örnek olarak babasına öfkelenen biri rüyasında başkasıyla kavga ettiğini görebilir. Babaya karşı öfke sıkıntı yaratacağından babanın yerini rüyada kişi için nispeten daha önemsiz biri alabilir.
Bir diğer sansür yöntemi ise tek bir figürde birden fazla olayın canlandırılması ile az malzemeyle çok yarar sağlamaktır. Buna rüyanın ekonomiklik ilkesi denir. Örneğin, birden fazla kişiye duyulan öfke, rüyada görülen tek kişi üzerinde deşarj imkanı bulabilir. Rüyadaki figürün saati babanın saati, saçı kardeşinin saçı, ceketi patronun ceketidir ve bu şekilde birden fazla kişiyi temsil eden tek figür üzerinden üç farklı kişiye olan öfke deşarj edilebilir.
Bazen rüyada anlatılmak istenen, bir rüya ile ifade edilemeyecek uzunlukta olabilir. Bu durumda, dizi gibi peşpeşe gelen rüyalar olabilir. Bu rüyaları takip edip parçaları birleştirerek senaryonun bütününe ulaşılabilir.
Korkulan bir duruma hazırlık amacıyla görülebilen rüyalar da vardır. Örneğin, yakınlarının kaybı konusunda çok kaygılı olan biri, sık sık ölüm temalı rüyalar görerek kendini kayba hazırlayabilir.
Bazen de istenen şey gerçeklik engeline takılır. Bu durumda istenen şeye ulaşıldığının rüyada görülmesi, kişiyi bir nebze yatıştırır. Örneğin babasından bilgisayar isteyen bir çocuk maddi sebeplerden dolayı bu isteğini ertelemek zorunda kaldığında, maddi düzenlemeler yapılıp gerçek hayatta bilgisayarına kavuşana kadarki sürede rüyasında bilgisayar alındığını görerek bir miktar rahatlama ile ertelenmeye dayanma kapasitesini arttırabilir. Ya da “Rüyalar gerçek olsa, seni her gün görürdüm” diyerek başlayan şarkıda dediği gibi rüyalarımızda özlenen kişiyi görebiliriz ve bu da hasrete dayanıklılığımızı arttırır.
Tekrarlayan rüyalar süreç içinde değişim gösterebilir. Ve bu psikoterapinin etkilerinin takibinde yol göstericidir.
Rüya analizi, psikoterapi sürecinde hem danışanı daha iyi tanımamızı ve anlamamızı sağlaması açısından, hem de tedavinin takibi açısından önemlidir.
Uzm. Dr. Tuba ÖĞER
Psikiyatri Uzmanı