Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Okula Etkisi
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Okula Etkisi
- DEHB’nin Tanımı ve Belirtileri
- DEHB’nin Okul Performansına Etkisi
- Öğretmenlerin ve Ailelerin Rolü
- Tedavi ve Destek Yöntemleri
- DEHB’li Çocukların Güçlü Yönleri
- Sonuç
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında en sık görülen nörogelişimsel bozukluklardan biri olarak bilinir. Çocukların eğitim hayatında ciddi zorluklar yaratabilen DEHB, hem bireyin akademik performansını hem de sosyal ilişkilerini etkileyen önemli bir sorundur.
DEHB’nin Tanımı ve Belirtileri
DEHB, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik gibi belirtilerle kendini gösteren bir bozukluktur. Bu üç ana belirti grubu, çocuğun okulda ders dinlemesini, ödev yapmasını, öğretmenle ve arkadaşlarıyla ilişkilerini zorlaştırabilir. DEHB’li çocuklar genellikle dikkatlerini bir görev üzerinde uzun süre sürdüremezler, sık sık ders sırasında dikkati dağılır ve genellikle aşırı hareketlidirler. Dürtüsellik nedeniyle sıklıkla düşünmeden hareket ederler ve bu, sınıf kurallarına uymada güçlük çekmelerine neden olabilir.
DEHB’nin Okul Performansına Etkisi
DEHB’li çocukların okulda yaşadığı zorluklar, genellikle sınıfta dikkatin dağılması ve ders materyallerine odaklanamama ile başlar. Bu çocuklar, öğretmen anlatırken sürekli çevrelerindeki uyaranlara tepki verebilir, sınıf içinde sürekli hareket edebilir ya da sıralarını beklemekte zorlanabilirler. Bu durum, onların dersleri tam olarak anlayamamalarına ve ödevlerini eksik ya da hatalı yapmalarına yol açar.
DEHB'nin okula etkisi sadece akademik performansla sınırlı değildir. Aynı zamanda sosyal ilişkilerde de ciddi zorluklara neden olabilir. Dürtüsellik, arkadaşlarıyla sağlıklı ilişkiler kurmayı zorlaştırabilir; çünkü bu çocuklar, sıklıkla arkadaşlarının konuşmalarını bölebilir, oyun kurallarına uymakta zorlanabilir veya düşünmeden söyledikleri ya da yaptıkları davranışlarla arkadaşlarını incitebilirler. Bu tür davranışlar, arkadaşları tarafından dışlanmalarına ya da alay konusu olmalarına sebep olabilir. Zamanla, bu durum çocukta düşük özgüvene, sosyal izolasyona ve hatta depresyon ya da kaygı bozukluğu gibi ikincil psikolojik sorunlara yol açabilir.
Öğretmenlerin ve Ailelerin Rolü
DEHB’li çocukların okul hayatındaki zorluklarının hafifletilmesinde öğretmenlerin ve ailelerin iş birliği önem taşır. Bu çocukların başarılı bir eğitim hayatı sürdürmesi, sadece uygun bir tedavi ile değil, aynı zamanda eğitim ortamının onların ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesiyle mümkündür.
Öğretmenler, DEHB'li öğrenciler için sınıfta bazı stratejiler uygulayabilir. Örneğin, çocuğun oturduğu yer, dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak olmalıdır. Sık sık kısa molalar verilmesi, dikkat süresini artırmada yardımcı olabilir. Ayrıca, öğretmenlerin bu çocuklara görevleri daha küçük parçalara bölerek vermesi, büyük ve karmaşık görevler karşısında çocuğun kendisini daha az bunalmış hissetmesini sağlar. Açık ve net yönergeler vermek, DEHB’li çocukların görevleri daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.
Ailelerin ise çocuğun düzenli bir rutin oluşturmasına destek olması gerekir. Evde, ders çalışma ve oyun zamanı gibi aktivitelerin belirli bir düzen içinde yürütülmesi, çocuğun kendini daha güvende hissetmesini ve zaman yönetimi becerilerini geliştirmesini sağlar. Ayrıca, DEHB'li çocuklar genellikle pozitif pekiştirmeye ihtiyaç duyarlar; bu nedenle, çocuğun başarılı olduğu alanlarda övülmesi, motivasyonunu artıracaktır.
Tedavi ve Destek Yöntemleri
DEHB tedavisinde genellikle davranışsal terapi, ilaç tedavisi ya da her ikisinin kombinasyonu kullanılır. Davranışsal terapi, çocuğun dikkatini toplama, dürtü kontrolü ve sosyal becerilerini geliştirme konusunda önemli bir destek sağlar. İlaç tedavisi ise özellikle dikkat dağınıklığını ve hiperaktiviteyi kontrol altına almak için kullanılır.
Bununla birlikte, çocuğun psikososyal gelişimini destekleyen aktiviteler de önemlidir. Sanat, spor ya da müzik gibi aktiviteler, çocuğun enerjisini doğru kanallara yönlendirmesine yardımcı olabilir. Özellikle grup sporları, hem çocuğun fiziksel enerjisini boşaltmasına hem de sosyal becerilerini geliştirmesine katkıda bulunur.
DEHB’li Çocukların Güçlü Yönleri
Her ne kadar DEHB genellikle olumsuz yönleriyle gündeme gelse de, bu çocukların sahip olduğu bazı güçlü yönler de vardır. Örneğin, DEHB'li çocuklar genellikle yaratıcı ve enerjik bireylerdir. Hareketlilikleri ve enerjileri, doğru yönlendirme ile onları çok başarılı sporcular, sanatçılar ya da girişimciler yapabilir. Ayrıca, dikkat dağınıklığı gibi görünen durum, aslında farklı düşünme biçimlerine ve sıradanın dışında çözüm yolları geliştirme yeteneklerine işaret edebilir. Bu çocuklar, sıkıcı buldukları görevlerde zorlanabilirken, ilgilerini çeken konularda saatlerce odaklanabilirler.
Sonuç
DEHB’li çocuklar için okul hayatı zorlu geçse de, doğru müdahale ve destekle bu zorlukların üstesinden gelmek mümkündür. Hem ailelerin hem de öğretmenlerin, çocuğun ihtiyaçlarına uygun bir öğrenme ve gelişim ortamı sağlaması, bu süreci daha kolay hale getirebilir. Psikolojik destek, bireysel terapi ve eğitim stratejileri ile çocuklar, potansiyellerini en üst düzeye çıkarabilirler. Önemli olan, her çocuğun farklı olduğunu ve her birinin kendine özgü güçlü yönleri olduğunu unutmamaktır. DEHB, sadece bir engel değil, aynı zamanda doğru yönetildiğinde bir yetenek potansiyelinin anahtarı olabilir.
Psk. Berfin Çağlı