Op. Dr. Alper Aktaş

Op. Dr. Alper Aktaş

Erzincan Refahiye’li lise öğretmeni baba ve İlkokul öğretmeni annenin ilk evladı olarak 02.06.1968 de Bayburt’ta doğdu. Bayburt’u hiç hatırlamıyor.

İlk anıları hayal meyal olsa da ailesinin atanması ile geldikleri Erzincan’a ait. Ancak babasının akademik kariyerine Erzurum Atatürk Üniversitesinde başlamasıyla tüm eğitim hayatı, çocukluk ve gençlik yıllarını geçireceği Erzurum’da yaşadı.

Babası dahil ailenin tüm erkekleri gibi Erzurum Lisesinden mezun olur olmaz 1985 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesine girdi ve 1992 yılında mezun oldu.

İlk görev yeri Batman Hasankeyf Merkez Sağlık Ocağı, altı ay sonra Batman Devlet Hastanesi Acil servis hekimliği ardından 1994 yılında Giresun Devlet Hastanesi Acil Servisine atandı.

Bu esnada Tıpta Uzmanlık Sınavında başarılı olarak 1995-2000 yılları arasında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Estetik Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Kliniğinde uzmanlık ihtisası yaptı. Şişli Etfal Plastik Cerrahi kliniğinde mikrocerrahi kursu, Vehbi Koç Amerikan Hastanesi El Cerrahi Kliniğinde El Cerrahisi eğitimi gördü.

Samsun Mehmet Aydın Devlet hastanesi Plastik Cerrahi Kliniğine 2000 yılında atandı. Devlet görevinden 2007 yılında istifa ederek kurucusu olduğu bir özel hastanede çalışmaya başladı. Aynı zamanda yöneticiliğini yaptığı kendi kliniğinde mesleki çalışmalarına devam etti. Halen kendi kliniğinde çalışmaktadır.

Op.Dr.Alper Aktaş’ın  Cerrahi Felsefesi

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, tıp uzmanlık dalları arasında kendine özgü ve benzersiz bir yerdedir. Çünkü çok iyi tıp bilgisi yanında üst seviyede sanatsal bir bakış açısı ve estetik anlayış da gerektirir. Bilim daha çok “neden”, “nasıl”,”ne zaman”, “niçin” ve “nerede” sorularına cevap ararken sanatta “kim” sorusu ön plana çıkar. Bu noktadan hareketle Dr.Alper Aktaş Estetik Cerrahiyi bilimin ve sanatın ortak noktası olarak görür ve hasta yaklaşımında bilimin soruları yanında kişinin hissedişine ait ruhsal değerlendirmeyi bütün olarak değerlendirir. Dokuya saygı göstermeyi insan vücudunun kutsallığı şeklinde kabul eder. Kişiye özgün ve doğal sonuç hedefler.